15 Mart 2016 Salı

Bebek Ürünleri ve Çatlak Kremi


Organik ürünleri kendime kullandığım gibi bebek bakımında da tercih ediyorum. Bebek ürünlerinde en önde gelen markalardan olan Earth Mama Angel Baby ve Trukid benim de en sevdiğim firmalar. 


Öncelikle doktorumun önerisi ile göbek çatlaklarının oluşmaması için aldığım 
Bella B Stretch Mark Fading Creami anlatmak istiyorum. Ben zaten herkesde mutlaka çatlak oluyor diyerek ilk başta krem kullanmaya pek yanaşmamıştım. Ama organik bir içerik olduğunu öğrenince fikrim değişti vee gerçekten bende hiç çatlak oluşmadı. Tabiki vücut yapısımı yoksa krem mi işe yaradı bilemiyorum ama bu hamileliğimde de kesinlikle Bella B kullanacağım.


Earth Mama Angel Baby Body Wash
Oğlumun ilk banyosundan beri bize eşlik ediyor. Organik bir ürün olduğu için çok fazla köpürmüyor. İkinci bebeğim için de şimdiden stoklarımı hazır ettim diyebilirim.



 Angel Baby Oil
Bu ürünü ben daha çok gaz sancısı olduğunu düşündüğüm zamanlarda göbeğine masaj yapmak için kullandım. Banyo sonrası rahatlatıcı masaj yapmak ve konak problemini önlemek için kullanabileceğiniz sevdiğim bir üründür.

Angel Baby Bottom Balm Pişik Kremi
Yine gönül rahatlığıyla her bez değişiminde bol bol kullandığım bir üründü. Yazın bile hiç pişik olmadık hala da olmuyoruz desem yeri var. Tabi biz her bez değişimini banyoda yıkanarak geçirdik sadece bezle silip kapatmadık belki o yüzdedir bilemiyorum ama yine de güvendiğim bir üründür.


Trukid Eczema Cream
Biz ailecek egzemalıyız diyebilirim bebekken oğlumda da bir ara olmuştu ama o zaman doktor pomad vermişti onunla geçti onunkiler. Benim ise her kış elimin üstünde mutlaka olur ve yaza geçer. Bende ilaç yerine biraz doğal bir ürün tercih etmek istedim. Bir kaşıntı başladığı an hemen sürüyorum daha yoğunlaşmadan engelliyorum. Ellerim kışın çok kuruduğu için bir çatlak anında yaraya dönüşeniliyor. Ben de bir kırmızılık gördüğüm an hemen bu kremi kullanıyorum. Bu aralar rahatım geçti gibi yaz gelsin artık da kurtulayım.


Trubaby Daily Lotion
Günlük bakım kremi olarak aldığım bu ürünü aslında oğlumdan çok kendime kullanıyorum. Onun cildi kuru olmadığı için pek ihtiyaç duymuyor. Ben de hamilelik döneminde organik bir ürün tercih etmek istediğim için Trukidin bu bebek kremi kullanıyorum. Losyon olduğu için benim kurak  cildime biraz hafif kalıyor ama doğallığı için içim rahat sürüyor.


Trubaby Everyday Play Spf 30+
Güneş kremleri bildiğiniz gibi kimyasal dolu ürünlerden. Kendine dahi güneş kremi sürmeyi reddederken oğluma asla süremezdim. Zaten artık öyle denize gidip güneşte deli gibi yanmayı bıraktık. Yazın da bildiğiniz peynir gibi geziyoruz. Ama çocuğu yazın içerde tutmak zor olduğu için bahçede sokakta da olsa yanabilecek bölgelerine Trukid uyguluyorum. Sizler eğer deniz gitmeyi seviyorsanız mutlaka birer Trukid edinmelisiniz.


Kiss My Face Sun Spray Lotion Spf 30
Yazın gezme tozma çoğalınca tabi bir de peynir gibi olunca kendimize de bir güneş kremi almak gerekiyordu. Çocuğun kolu bir karış bana sıva sıva sürülmeyen kremlerden alcak değildim tabi. İki pıs pıs bir ovala tembel kremi olan Sprey bulmam lazımdı birde doğallık arayınca ortaya yine güvenli çocuk markalarında olan Kiss My Face çıktı. Yazın evdeki herkese kolayca pıslatıp sokağa çıkıveriyoruz.


Trukid Sunscreen Daily Stick Spf 30
Ayy krem sürmeyi unutmuşum yüzüm yandı dememek için hoop çantaya atılan süper bir stick. Sürünce biraz yayması zor ama bir süre apaçi gibi gezen bir oğlan yüzünüzü güldürebilir.


Trukid Hero Stick
Son olarak da kurtacı stickmiz geldi. Kendisi çizik, kesik, yanık, ısırık her ne varsa anında yatıştıran bir ürün. Sürekli düştükleri için bol bol çiziklerimiz ve yazın sivrisineklerden ısırıklarımız olduğu için sıkça kullandığımız bu Hero'yu sizlere de tavsiye ediyorum. Çantanızdan eksik etmeyiniz efendim...
Sevgiler...










İnstitut Esthederm Spreylerim


İnstitut Esthederm kendisi ile yeni tanıştığım bir marka. İlk olarak güneş koruyuculu spreyi ilgimi çekmişti. Esthederm eczanelerde satılan bir marka olduğu için dermokozmetik ürünler arasında yer alıyor. 


Normal de güneşli günlerde dışarı çıktığım zaman günlük yüz kremimin üstüne bir de Avéne Hydrance Optimale Spf 20 kullanıyordum. Krem üstü krem biraz zor geliyordu ama bu zaman zarfında yeni her hangi bir güneş lekem oluşmadı. Kendisi küçük boyutlu olduğu için de çantamda hala gezdirmeye devam ediyorum ama bu yaz Esthederm'in performansına göre artık Avéne ile yolları ayırabiliriz.


Evet gelelim Esthederm UV inCELLIUM. Güneşli günlerin de başlaması ile benim kabusum olan lekeler başlamadan, kendime kolay kullanımlı bir ürün almam gerekiyordu. Güneş kremlerinin dokusunu sevmediğimi söylemiştim ama Esthederm UV krem gibi yumuşacık kullanımı da çok kolay. İster makyaj olsun ister olmasın yüzünüze sıkabiliyorsunuz. Sıktıktan sonra da biraz cildin emmesini bekliyorum. Hem güneş hem de dışardaki tozlara karşı cildinizde koruma sağlıyor. Bakalın bu yaz kullandıkça sonuçlarını göreceğim.

Esthederm Cellular Water Spray 
fotoğraftaki gümüş renkli olan. Bu ürün de adı üzerinde hücresel su. Hücreleri canlandırmak ve tazelemek için üretilmiş. Günlük bakım rutininizin ardından veya makyajınızı sabitlemek için kullanabilirsiniz. Ayrıca hücre yenileme özelliği olduğu için kendi kremlerinizi ve bakım ürünlerinizi kullanmadan önce bir miktar hücresel su ile karıştırırsanız daha zengin içerikli bir bakım yapmış olursunuz. Ben yüzüme ilk sıktığımda su gibi olacağını düşünmüştüm ama bildiğiniz losyon gibi bir su çıktı. Bazen krem sürmeye üşendiğim günlerde yüzüme sadece Cellular Water yeterli oluyor. Anlayacağınız ben bu iki pıs pısı çok sevdim sizler de kolay kullanım arıyorsanız tavsiye ederim. Aman diyim çok sıkmayın kremle yıkanmış olabilirsiniz...
Sevgiler...

13 Mart 2016 Pazar

Yüz Bakımım L'occitane


Merhabalar sevgili arkadaşlar sürekli makine anlatmaktan içim bayıldı vallahi. Bugün sizlere kullandığım yüz bakım ürünlerimi tanıtmak istiyorum. Benim cildim  kuru nemsiz bir cilt sürdüğüm herşey iki saat sonra hiç sürmemiş gibi oluyor. Bu yüzden de göz çevremde ince çizgilerim çoğalma yolunda ilerliyor. L'occitane çoğunluğu bitkisel yağlardan oluşan bir marka. Ben de genelde içeriği doğal ürünleri tercih etmeye çalışıyorum.


Öncelikle günlük sabah akşam yüz yıkama rutinim L'occitane Angelica Temizleyici Jel. Ben köpük köpük yıkamayı seviyorum bu da öyle bir ürün. Yumuşak yıkaması olan ot ot kokan içinde melek otu bulunan nazik bir temizleyici. Temizlemesi gayet iyi makyajımı da onunla çıkarıyorum. Tabi benim makyajım hafif olduğu için fondotenli ağır makyajlar için bir şey diyemem. Yıkadıktan sonra cildimde hafif bir gerginlik oluyor bu yüzden bitince yeni bir ürün denemek istiyorum.


Şimdi size en sevdiğim temizleme ürününü anlatmak istiyorum. Kendisi ile haftada bir görüşmekteyiz. L'occitane Ultra Rich Face Scrub nazikçe peeling yapan bir ürün. Peeling yapmasına rağmen ardından yumuşacık bir cilt bırakıyor. Artık bitmek üzere ve L'occitane sitesinde bulamıyorum mağazaya giderek bakmam gerekcek sanırım çünkü tekrar almayı düşünüyorum.


Haftalık kullandığım çok çok çok süper bir maske. L'occitane İmmortelle Cream Mask tek kelime ile harika bir maske. Kullandıktan sonra krem sürmeye dahi gerek kalmıyor. Cildim zaten kuru olduğu için haftada 2 kere kullandığım da oluyor. Sürüp bekledikten sonra yıkamak gerekiyor ama yinede bitmesinden ve üretimden kalkmasından korktuğum bir ürün.


Tonik olarak da L'occitane İmmortelle Essential Water kullanıyorum. Makyaj çıkarma konusunda da etkili olan bir tonik. Bana ferah ve dolgun hissettiriyor cildimin gerginliğini de alıyor. Şuan ikinci şişedeyim ama arada yüzümü gül suyu ile de sildiğim için uzun süre dayanıyor.



L'occitane İmmortelle Precious Serum almıştım ama bu serum işlerinden hiç bir şey anlamıyorum. Estee Lauder Advanced Night Repair Serumunu da çok çok övüyorlar ama ondan da iki koca şişe bitirdim hiç bir fark göremedim. Yeni arayış içindeyim bakalım neler olacak.



Bitmek üzere olan kremim L'occitane İmmortelle Precious Cream. Çok yoğun bir yüz kremi ama yağlı his bırakmıyor. Gün boyu etkisi devam ediyor yenileme ihtiyacı duymuyorum. Bol bol sürmeme rağmen gayette uzun süre kullanılıyor. Bu kremde kuru cildimi doyurduğu için devam edeceğim bir ürün.


L'occitane Immortelle Divine göz kremi iki şişe bitirdiğim bir krem. Ama hala çizgilerim bol bol bana bakıyor. Sanırım bu krem işleri pek de vaat ettikleri gibi olmuyor. Bu divine göz kremini gün içinde yenileme ihtiyacı duyyorum bu yüzden yeni bir ürün deneme arayışındayım. Aslında göz kremlerinde hemen hemen tüm markaları denedim. Hiç birinde istediğim etkiyi bulamadım sonunda bari doğal olsun zararı az olsun dedim ve içeriği daha temiz ürünlere yöneldim. Tabi ikinci hamilelik de olduğu için çok yoğun bakım yapmaz oldum. Hamileyken hem zararlı olabilir diye hemde cilt güzelleştiği için gerek duymadığım oluyor. Ama dışarı çıkarken mutlaka güneş koruyuculu krem (onları bu posttan okuyabilirsiniz) sürüyorum çünkü güneş lekerim oluştu ve zor geçirdim tekrar oluşmasını istemiyorum.


L'occitane İmmortelle Brightening Shield Spf 40 Bu kremi güneş lekelerim için almıştım ama pek bir açılma olmadı. Yapısı güneş kremi gibi olduğu için pek sevemedim ve sadece lekelerimin üzerine kullandım ama pek bir değişim olmadı bende kullanmayı bıraktım. Sonunda eczaneden aldığım bir kremle lekelerimden kurtuldum diyebilirim. 


L'occitane Roses Face ve Body Mist yazın sıcaklarda dışardayken kremle uğraşmak yerine hem ferahlatan hem de gerilen cildi rahatlatmak için kullandığım bir ürün. Ayrıca sprey formlu olduğu için kullanımı çok kolay ve gül kokusu çok tatlı.



Son olarak herkesin bildiği L'occitane El Kremleri var bu kremler severek kullandığım ürünlerden. Kokuları gayet kalıcı ve yağlı his bırakmadan nemlendirmesi çok başarılı.

Evet yüz bakım olarak kullandığım L'occitane ürünleri bunlar. Mağazaya girince onu da bunu da derken tüm bakım ürünlerini aynı marka alıp çıkıveriyorum. Sizler nasıl alışveriş yapıyorsunuz, en sevdiğiniz ürünler neler? Tavsiyelerinizi bekliyorum... 
Sevgiler...




11 Mart 2016 Cuma

Tchibo Cafissimo Kahve Makinesi ve Süt Köpürtücü

                Tchibo Cafissimo kahve makinesi ile tanışmamız eşimin hali hazırda evde ki kağıtlı filtre kahve makinesinden sıkılmasıyla başladı. Birgün alışveriş merkezinde Tchibo mağazasını gezerken "Kahve yaparken kağıtlamı uğraşıp duracağız" diyerek pembiş pembiş bana bakan bu güzel Tchibo'yu gösterdi. Şimdi evde bir makine var ne gerek var tekrar masraf yapmaya diyeceğim diye en pembişi almış gösteriyor. Hadi gelde alma, aldık...

               
Gel zaman git zaman biraz gürültülü çalışsada hem pratik hem kolay olduğu için baş köşeyi aldı. İçine tek bir kapsül koyup suyunu da doldurduktan sonra düğmeyi ister espresso ister filtre kahve tarafına çeviriyorsunuz. Önce suyu ısıtmak için ışığı yanıp sönüyor, ışık durduğu zaman düğmeye basıyorsunuz ve başlıyor kahveyi doldurmaya. Sonrasında tek yapmanız gereken kapsülü atmak...


Ama ben sütsüz kahveyi sevmiyorum. Sütü cezvede bekle ısınsın falan derken bu iş böyle olmuyor dedim gittim fotoğrafta yanında gördüğünüz Tchibo süt köpürtücüsünü de aldım. Az ve çok köpük seçeneği için iki aparatı var bunları cezvenin içine takıyoruz. Cezvesi ve aparatları çıktığı için yıkaması da çok pratik. Tek tuşla kolayca başında taştımı diye beklemeden sütünüz hazır. Yalnız süt biraz ılık oluyor yana yana içmeyi sevenler için pek hoş değil. Ama bununda iyi tarafı var çocuğunuza kolayca ılık süt yapmış oluyorsunuz bir taşla iki kuş ohh miss...


Oldu o zaman bir kahve içelim hadi buyrun, sütlü mü sütsüz mü?
Sevgiler...

Homend Royaltea 1709 Çay Makinesi

Evde ne kadar da çok makine kullanıyoruz anlat anlat bitmiyor. Yakında yerimizden kalkmadan yemek de yaparız hiç şaşmam. Eveett sıradaki küçük ev aletimiz Homend Royaltea...


Kendisi bizim evin çaycısı olur "homend bi çay koy kızım" diyorum hemen başlıyor suyu kaynatmaya, kaynayınca "suyunuz hazır çayınızı demleyin" diyerek illa da bizi çağırıyor hani belki koyu demlerim çok çay koyarım diye korkuyor tabi kıyamam. Evet gerçekten su kaynayınca konuşuyor ve sizi çağırıyor mutfakta kim var diye meraklanmayın yani. 3 farklı sıcaklık seçeneği var çay için, bitki çayı için ve tabiki yine bir taşla iki kuş vuruyoruz vee bebek maması için sıcaklık seçeneğimiz de var.



Homend royalteamiz çayımızı gayet güzel demliyor içinde bulunan süzgeci çayınız demlendikten bir süre sonra çıkarırsanız çayınız hiç acımıyor. Siz kapatana kadar da suyu istediğiniz sıcaklıkta tutmaya devam ediyor. Ayrıca kettle olarak da çok kullanışlı onu da belirtir ben kaçarım...
Sevgiler...

10 Mart 2016 Perşembe

Philips Çorbacım

  Yine sizler için uzun bir süre kullandığım Philips Çorbacımı anlatmak istiyorum. Kendisi artık benim emektar çorbacım çünkü Ariston Buharlı Pişirici geldi geleli kendisi emekli oldu bir köşede oturuyor. Ama çorbacımda buharlı pişiricim gibi tam kıvamlı çorbalar yapıyor. 5 programa sahip Philips, süzme çorba, taneli çorba, komposto ve smoothie hazırlamada çok iyi ayrıca blender çırpıcı olarak da kullanabilirsiniz. Malzemeleri içine koyup tek tuşla başında beklemeden istediğiniz çorba veya komposto hazır oluyor karıştır karıştır kaynasın diye beklemek yok.

  Tek canımı sıkan noktası bazen yapıştırıyor, mercimek çorbası yaparken mercimekler dibe çöktüğü için yapışıyorlar. Bir de yine yıkama zorluğu var tabi bu sefer bıçakları dışta olduğu için onları yıkamak kolay ama derinliği yüzünden hele birde yapışmışsa yıkamak işkence oluyor. Derin olmasına rağmen kapasitesi sadece 4 kişilik çorba çıkarıyor oda biraz kötü oluyor.
  Ama çorbaları gerçekten un ve terbiye yapmadan  bile kıvamlı ve mükemmel oluyor. Mercimek, domates, şehriye, brokoli, mantar... gibi çeşitli çorbalar güzel oluyor.
  Ben genelde philips çorbacımı mama yapmak için kullanıyorum aslında önceleri yemek hazırlarken önce çorbacının içine malzemeleri koyup çalıştırıyordum yemeği pişirene kadar çorba hazır oluyordu ama yapıştırmaya başladığından beri kendisi ile aramız açıldı.
  Eveet çorba hikayemizde bu şekilde devam ederken tekrar görüşmek üzere diyorum sevgilerr...

Hotpoint Ariston Buharlı Pişirici ve Blender

  Merhaba arkadaşlar bugün size kullandığım Ariston Buharlı Pişiricimi anlatmak istiyorum. Bildiğiniz gibi en sağlıklı pişirme ve haşlama yöntemi buharda pişirmek. Bende iki çocuk annesi olmaya hazırlanırken bizim de neden buharlı pişiricimiz olmasın dedim. Bizim oğlan yemek konusunda pek istekli olmadığı için bende yemesini istediğim herşeyi karışık pişirip blender yapıp veriyorum.
  Daha önceleri Philips Çorbacı kullanıyordum ama onu başka yazımda anlatmak istiyorum çünkü artık pek fazla kullanmıyorum. Hotpoint Buharlı Pişiriciyi görünce hemen almak istedim iyi ki de almışım tüm mamalarımı artık o yapıyor. Fotoğrafda makinanın yanında gördüğünüz tel süzgeç çok işe yarıyor malzeleri onun içine doğrayıp suya hiç değmeden de pişirebiliyorum normalde malzemeleri direk cam hazneye de doğrayabilirsiniz ama burada bir miktar su ile buluşuyor. Çorba kıvamlı olamasını istediğim zaman direk içine doğruyorum, patates püresi gibi olmasını isteyince tel süzgeçi kullanıyorum. Hemen hemen herşeyi pişiriyor tavuk da dahil. Daha doyurucu kıvamlı sebze pürelerim oluyor artık.

  Su haznesine ölçüsüne göre suyu doldurup çalıştırıyorum 15 veya 20 dakikada pişiriyor suyu biterse de haber veriyor ardından blender yapmak için yuvarlak düğmeyle hızı ayarlayıp bekliyorum tam kıvamında pürüzsüz pürelerim oluyor. İsterseniz sadece blender olarak da kullanabilirsiniz sütlü içeçekler, buz kırmak gibi blenderdan beklenen herşeyi yapıyor.
  Amaaa gel gelelim Ariston buharlı pişiricinin tek kötü yanına oda temizlemek. Bıçakları cam haznenin içinde olduğu için yıkaması biraz zor oluyor. Camla alt kısım arasında bir ara var oraya yiyecekler girebiliyor. Bende önce yıkayıp daha sonra 3 dakika kadar boş çalıştırıyorum buharda tekrar temizlemiş oluyorum. Ama onun dışında çok pratik, tencere başında beklemek yok, herşey aynı yerde olup bitiyor. Ahh Ariston ahh bir de yıkama konusunu test edip onaylasaydın mükemmel olacaktı.
  Evet arkadaşlar benden bu kadar tekrar beklerim yine görüşelim sevgiler...